%100 Metal İftiharla Sunar: Alman power metal grubu Blind Guardian "The God Machine" Avrupa turnesi kapsamında İstanbul ve Ankara'da!

1980'lerin ortalarında başlayan Alman heavy metal akımına katılan Blind Guardian, power metal ve senfonik metal ile bağ kuran bir ekip olarak kariyerini sürdürmeyi amaçladı. Şarkı sözleri yazarken J.R.R. Tolkien, Stephen King, Robert Jordan gibi fantastik edebiyat yazarlarından ve efsanelerden ilham alan grup üyeleri power metalde bir marka oldu. İlham kaynaklarından dolayı ve sahnede bir hikaye anlatıcılığı üstlendiği için Blind Guardian, hayranları tarafından "The Bards" (Ozanlar) olarak anılmaya başladı.
1992 çıkışlı Somewhere Far Beyond albümü Almanya başta olmak üzere Avrupa'da bir kilometre taşı olarak görüldü. Bu albümün üzerinden 33 yıl geçti ve Blind Guardian'ın büyülü dünyasından hayatlara dokunacak yüzlerce hikaye var. Bu yıl yayımlanan The God Machine albümünde Blind Guardian'ın bugüne kadar yaptıklarından belirgin izler var. Grubun vokalisti Hansi Kürsch "Kendi tarihimizden çok şey aldık ve bu temel üzerine yeni bir dönem inşa ettik" diyerek yeni albümü tek cümlede özetliyor.

Blind Guardian'da Yeni Dönem
"Beyond the Red Mirror" albümünün üzerinden 7 yıl, "Twilight Orchestra: Legacy of the Dark Lands” üzerinden neredeyse 3 yıl geçti. Hansi Kürsch (vokal), André Olbrich (lead, akustik, ritim gitar), Marcus Siepen (ritim, akustik gitar) ve Frederik Ehmke (davul) dinleyicilerini tanrıların fantastik dünya içindeki yaşamını görmeye davet etmişti. Hansi, Blind Guardian'ın yeni dönemini şöyle anlatıyor: "Son 2 albümün orkestra yönününü daha fazla ilerletemeyeceğimizi biliyorduk. The God Machine'i kaydederken yol haritamız açıktı ve kafa yordukça her zaman daha iyiye gitti. Daha az orkestra etkisi, daha çok metal istedik. 2022 albümümüzde güçlü korolar hala var ama daha seçici ve temaya odaklı bir şekilde kullandık.”
Blind Guardian ve yapımcısı Charlie Bauerfeind grubun özünü tekrar gün yüzüne çıkarmayı hedefledi. "The God Machine" agresif, dinamik ve sinematik anlar barındıran kompakt bir albüm olarak son şeklini aldı. Blind Guardian'ın geçmişi ve bugünü arasında köprü kuran albüm, bu bağı öyle dengeli bir şekilde kuruyor ki karmaşıklık, belirsizlik gibi durumları ortadan kaldırıyor. Hansi Kürsch grubun tarzı hakkında şu açıklamayı yapıyor: “90'lardaki niteliklerimizi direkt yeniden şekillendirmek istemedik. O yol çok karmaşık ve sonsuza kadar devam ettirmemiz mümkün değil. "The God Machine" bizim için temiz bir sayfa oldu. Yeni bir rota çizdik ve birkaç albümdür ihtimal ettiğimiz şeylere geri döndük.”

The God Machine'de Neler Var?
Hansi Kürsch ve André Olbrich albümdeki şarkıların iskeletini oluşturdu. Her Blind Guardian albümünde olduğu gibi yazarların etkisi yine hissedilir derecede. Neil Gaiman'ın American Gods'ı, Brandon Sanderson'ın Stormlight Archives'ı, The Witcher romanları ağır basıyor. Battlestar Galactica da grubun başvurduğu bir kaynaktı.
The God Machine tema çeşitliliği sunan bir albüm. Modern cadı avlarını, paranoyayı, savaşı ve Hansi'nin annesinin ölümünü konu alıyor. Tüm bunlar bir araya gelince de diskografinin en hızlı ve ağır Blind Guardian albümlerinden biri oluyor. "Violent Shadow" acımasız thrash riffleri ve davulların olduğu bir parça. "Architects of Doom" akıllara "Follow the Blind"ı getiriyor. "Secrets Of The American Gods", "Nightfall In Middle Earth"ten bu yana en seçkin destanlardan biri. “Blood Of The Elves” ise adete bir marş olarak sahnelenmeyi bekliyor.

Ankara ve İstanbul Ozanların Yolunu Gözlüyor
"The God Machine" Blind Guardian diskografisinde yeni bir dönemi işaret eden, geçmişten dersler alan ancak taklitten kaçınan bir albüm. Modern hikaye anlatıcıları 2025'te albüm turnesi kapsamında birçok şehri ziyaret edecek. Ankara konseri 26 Eylül 2025 Cuma günü Ankara Milyon Performance Hall, İstanbul konseri 27 Eylül 2025 Cumartesi günü Zorlu PSM Turkcell Sahnesi'nde. Yer yer fantastik edebiyatın, yer yer gerçeklerin müzikle buluşacağı gecede Blind Guardian ruhu her yeri kaplayacak.

%100 Metal İftiharla Sunar: Between the Buried and Me “Colors” albümünü baştan sona çalacağı bir konser için 30 Temmuz 2025’te İstanbul IF Performance Hall’da!
Kuzey Karolina çıkışlı progressive metalcore grubu Between the Buried and Me, 30 Temmuz akşamı IF Beşiktaş sahnesinde dinleyicileriyle buluşacak. Grup, 2007 tarihli Colors albümünü baştan sona çalacak. Bu albüm, grubun kariyerinde önemli bir dönüm noktası olarak kabul ediliyor ve progresif metal türünde çok sayıda dinleyiciye ulaşmış durumda.
Between the Buried and Me, 2000 yılında kurulduğundan bu yana progresif metal sahnesinde kendine özgü bir yer edindi. Teknik becerileri, yenilikçi yaklaşımları ve farklı türleri bir araya getiren müzikal anlayışlarıyla tanınan grup, bugüne kadar Alaska, The Great Misdirect, Coma Ecliptic gibi birçok başarılı albüme imza attı. Ancak Colors albümü, grubun kariyerinde özel bir yere sahip olup, hem müzikal yapısıyla hem de içerdiği konseptle büyük beğeni topladı.
Albüm, klasik progresif rock etkilerinden death metalin sertliğine kadar geniş bir yelpazede unsurlar barındırıyor. İçinde "Foam Born", "Sun of Nothing", "Ants of the Sky" ve "White Walls" gibi dinleyicilerin favorisi haline gelmiş parçalar var. Sahne performanslarıyla çıtayı daha da yükselten ekip, İstanbul’da Colors albümünü baştan sona çalarken albümün enerjisini ve derinliğini dinleyicilere yeniden hissettirecek.
Kadroda bulunan müzisyenler geçmiş yıllarda verdiği konserlerle müzik basınında adından söz ettirdi. Dünyanın dört bir yanında geniş bir dinleyici kitlesine ulaşan Between the Buried and Me, sahnedeki teknik ustalığı ve dinamik performanslarıyla büyük beğeni topluyor. İstanbul konseri de grubun yaratıcı enerjisini ve albümün etkileyici atmosferini bir araya getirecek.
Bu özel gecede, dinleyiciler Between the Buried and Me’nin müzikal yolculuğuna tanıklık ederken, progresif metalin en özgün albümlerinden “Colors”ı canlı olarak deneyimleme fırsatı yakalayacak.

Vera Müzik ve Freebird Agency İftiharla Sunar: GRAMMY® ödüllü, progresif müzik devi Dream Theater, 40. Yıl Dönümü Turnesinde efsanevi kadrosu ile 27 Temmuz 2025’te tekrar İstanbul KüçükÇiftlik Park sahnesinde!

“An Evening with Dream Theater” turnesi, kurucu/davulcu Mike Portnoy'un vokalist James LaBrie, basçı John Myung, gitarist John Petrucci ve klavyeci Jordan Rudess'e katılarak kadroya geri dönmesinden bu yana gerçekleşen ilk turne. Dream Theater, sevenlerine unutulmaz bir müzik akşamı vaat eden bu konserde unutulmaz klasikleri ve hayranların favorilerini seslendirecek.

Grup üyelerinin ortak açıklaması şöyle: "Bu turne hepimiz için inanılmaz derecede özel olacak! Her şovumuz, haklı bir beklenti ve çeşitli duygularla dolu olacak. Bir kez daha sahneye çıkıp herkesle birlikte tarihi 40. yıl kutlamalarına başlamak için sabırsızlanıyoruz. Bu sadece bir başlangıç ve önümüzdeki aylarda paylaşacağımız daha birçok heyecan verici Dream Theater haberi olacak."

Progresif metalin öncülerinden Dream Theater, üç Grammy® adaylığı sonrası "The Alien" ile En İyi Metal Performansı kategorisinde 2022 GRAMMY® Ödülü'nü kazanmıştı. Grup, dünya çapında satılan 15 milyon plak ile de kanıtladığı üzere, dünyanın dört bir yanındaki en tutkulu hayran kitlelerinden birine sahip aktif bir efsane olmayı sürdürüyor.

Geçtiğimiz aylarda, Dream Theater hayranlarının kalbinde çok özel bir yere sahip davulcu Mike Portnoy’un geri dönüşüyle sevenlerine coşkulu bir kavuşma yaşatan ikonik kadro, şu anda stüdyoda 16. albümleri üzerinde çalışıyor ve bu kadronun 15 yıldan uzun bir süredir çıkardığı ilk albüm olacak.

Tüm biletler ve VIP paketleri hakkında daha fazla bilgi için https://dreamtheater.net/tour/ adresini ziyaret edebilirsiniz.

Vera Müzik İftiharla Sunar: Müzik paleti en geniş Fransız metal grubu Gojira, 2025 yaz turnesi kapsamında KüçükÇiftlik Park'a geliyor!

Gojira, aşırı uçları kendi heveslerine göre büküyor, sezgi ve yoğunlukla eşit derecede yönlendirilen büyüleyici bir gizem olarak ortaya çıkıyor. Metalde yetkinlik, ilkel groove'lar ve uhrevi melodileri dengeleyen Fransız dörtlü, tüm sınırları yıkarak sert müziği geleceğe doğru ilerletmeye devam ediyor. Bugüne yaptıkları metal topluluğunda hep karşılık buldu ve bu türün ön saflarına alçakgönüllülükle yükseldiler.

Şimdiye kadar üç GRAMMY® Ödülü adaylığı kazandılar ve hatta 2005'in dönüm noktası “From Mars To Sirius” ile Rolling Stone'un "Tüm Zamanların En İyi 100 Metal Albümü" listesinde yer aldılar. Diskografileri L'Enfant Sauvage (2012) ve Magma (2016) gibi çığır açan kayıtları kapsıyor. Grup 2021'de Fortitude albümüyle yeniden yükselişe geçti. Albüm yayımlandıktan sonra Billboard Top Album Sales Chart'ta 1 numaraya ve Top Current Album Sales Chart'ta 1 numaraya yükselerek haftanın en çok satan albümü oldu. Aynı zamanda, Billboard 200'de 12 numaraya yükselerek kariyerinin en yüksek seviyesine ulaştı. "Amazonia" ayrıca "En İyi Metal Performansı" kategorisinde GRAMMY® Ödülü'ne layık görüldü. Fortitude albümü 2021'i Rolling Stone, The Guardian, Consequence ve Paste'in yıl sonu listelerinde kapattı ve Revolver ve Metal Hammer tarafından "#1 Best Album of the Year" olarak anıldı. Bu süreçte Red Rocks Amphitheater gibi efsanevi mekânlarda sahne aldılar. Grup 2022'yi EA'nın NHL 2023 oyununa "Our Time Is Now" isimli single ile katkıda bulunarak kapattı.

Gojira, 2024 Paris Olimpiyatları'nın açılış töreninde Marina Viotti ve Victor Le Masne'nin yer aldığı "Mea Culpa (Ah! Ça ira!)" ile tüm dünyayı ateşli bir performansla büyüledi ve yayımlandıktan sonra ABD Hard Rock Dijital Şarkı Satışları listesinde 1 numaraya yükseldi. Dur durak bilmeyen yaratıcılığı ve sonsuz vizyonuyla Gojira, heavy müziğin en alışılmadık ama inkar edilemez gücü olarak her zaman düşüncelere ilham veriyor, tutku uyandırıyor ve katarsis yaratıyor.

2025 yaz turnesinin İstanbul konseri biletleri avantajlı fiyatlarla Bubilet’te.

%100 Metal İftiharla Sunar: Heavy metal tarihinin en karakteristik isimlerinden biri olan King Diamond, görselliğiyle çok konuşulacak bir konser için 13 Temmuz’da Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde!

Heavy metal dünyasının en tanınan, en üretken isimlerinden biri olan King Diamond, Metallica ve Pantera gibi dev isimlerden Goatwhore gibi yükselen yıldızlara kadar pek çoklarını etkiledi. Heavy metalin geçmişine hiç silinmeyecek izler bırakan King Diamond aynı zamanda bu müzik türünün geleceğini de etkileme yolunda büyük adımlar atıyor.

45 yılı aşkın müzik kariyeriyle heavy metal tarihine adını yazdıran King Diamond’ın sahnelemek istediği daha çok beste var. Grammy’ye aday gösterilen Give Me Your Soul… Please albümü en çok övgü alan yapımlardan biriydi. Gelecek albümleri ise tamamen yeni, korku dolu hikâyeler, konseptler ve tekinsiz aranjmanlardan oluşacak; King Diamond’ın zekâsını ve Andy LaRocque (gitar), Mike Wead (gitar), Pontus Egberg (bas) ve Matt Thompson (davul) gibi yetenekli bir grup müzisyenin imzasını taşıyan özgün bir heavy metal tonu taşıyacak.

Karanlık Hikâyelerin Ustası
Asıl adı Kim Bendix Petersen olan Danimarkalı müzisyen, Mercyful Fate ve King Diamond projeleriyle heavy metal dünyasında derin izler bıraktı. Mercyful Fate ile 80’lerin başında black metalin temellerini atan isimlerden biri olurken, solo kariyerinde konsept albümleriyle metal müzikte hikâye anlatıcılığını bir üst seviyeye taşıdı. “Abigail”, “Them”, “Conspiracy” ve “The Eye” gibi albümleri, sinematik yapıları ve ürkütücü anlatımlarıyla metal dünyasının mihenk taşları arasına girdi.

Efsanevi Sahne Performansı
King Diamond, sadece sesiyle değil, büyüleyici sahne şovları ile de tanınıyor. Siyah-beyaz corpse paint makyajı, gotik kostümleri, kemik mikrofon standı ve ürkütücü sahne dekorlarıyla, her konserini adeta bir korku tiyatrosuna dönüştürüyor. İstanbul’da gerçekleşecek bu özel konserde, “Abigail”, “Welcome Home”, “Sleepless Nights”, “The Family Ghost” ve daha birçok klasik King Diamond şarkısı hayranlarla buluşacak!

King Diamond İstanbul Yolunda
Metal dünyasında benzersiz bir yere sahip olan King Diamond’ı canlı izleme fırsatını kaçırma. 13 Temmuz gecesi, Zorlu PSM’de müzik ve korkunun mükemmel uyumuna tanık ol!

%100 Metal İftiharla Sunar: Türkiye’nin en sert metal festivali Headbangers’ Weekend 3 günlük dopdolu kadrosuyla 4, 5 ve 6 Temmuz 2025 tarihlerinde İstanbul Life Park’ta!

Geçmişinde de efsanevi kadrolara imza atmış olan festival 2025 yılında gücüne güç katarak geri dönüyor. Bahçeköy’ün muhteşem ormanı İstanbul Life Park, 3 gün boyunca 2 sahnede 20’den fazla grup ve binlerce metal müzikseveri ağırlıyor olacak.

Birbirinden sert ve yüksek müzikaliteye sahip sahne performanslarıyla tam anlamıyla tatmin edici bir metal müzik deneyimi sunan bu festivalde sizlerle buluşacak gruplar ise şimdilik şöyle:

4 Temmuz 2025: Manowar, Candlemass, …
5 Temmuz 2025: Kreator, Machine Head, Bleed From Within, Dark Tranquillity, Soen, Murder King, Sülfür Ensemble, Ascraeus …
6 Temmuz 2025: Opeth, Katatonia, Paradise Lost, Ensiferum, Leprous, Cemetery Skyline, Alkera ...

Kombine ve günlük bilet alan katılımcılarımız için kapılarımız 4 Temmuz'da saat 14:00, sonraki günler ise saat 10:00 itibarıyla açılacak.

Kamplı bilet alan katılımcılarımız ise rahatça yerleşebilmeleri için 4 Temmuz'da saat 10.00 itibarıyla festival alanına alınacak.
Unutulmaz anılar biriktireceğiniz, eşsiz bir festival deneyimi için biletler Bubilet’te.

%100 Metal İftiharla Sunar: Danimakalı rock / post hardcore grubu Siamese, 25 Mayıs 2025'te IF Performance Hall Beşiktaş sahnesinde!

9 Ağustos 2024’te 7. stüdyo albümü Elements’i dinleyicileriyle buluşturan Siamese, 2024 Mayıs ayında Corey Taylor’ın açılış grubu olarak İstanbul’da verdiği ilk konseri sonrasında geri dönüşü en çok beklenen gruplardan biri olmuştu.

Kopenhag’daki Nyhavn Kanalı’ndan Daha Temiz, Daha Berrak Bir Sound

2011 yılında kurulan ve kurulduğu günden bu yana müziğinde rock, R&B ve heavy metalin bileşimini sunan grup, neredeyse tüm şarkıları hit olma potansiyeli taşıyan ender gruplardan.
Corey Taylor, Oceans Ate Alaska, Coheed and Cambria gibi gruplarla Avrupa ve Amerika’da yüzlerce konser veren grup, Elements albümünün tanıtım turnesi kapsamında Istanbul’da olacak.
13 yıllık kariyeri boyunca yayımladığı her şarkıda berrak vokal melodileri ve boyun büken breakdownlar ile dinleyicisine adeta “mutlu insanlar için agresif müziğin” formülünü veren grup, önemli bir büyüme potansiyeli de gösteriyor.
Duality & Vera Müzik organizasyonuyla gerçekleşecek bu özel geceye Türkiye sınırlarında ikinci kez tanık olmak isteyenler 25 Mayıs 2025’te, IF Beşiktaş’ta buluşacak.

İsveç black metalinin marka olan isimlerinden Marduk, “2025 Memento Mori” turnesi kapsamında 13, 14 ve 15 Nisan tarihlerinde Türkiye’de!

Morgan Steinmeyer Håkansson (gitarist) dünyanın en küfür dolu grubu olarak hayal ettiği Marduk’u 1990’da kurdu. Black metal ve death metalin iç içe geçtiği bir sound oturtran Marduk, yıllar içinde üyeler değişse bile bu şarkıları sahnelemekte ustalaştı.
Grubun ilk albümü "Dark Endless" black metal ve death metalin birbirine temas ettiği kayıtlardan oluşuyordu. İkinci albüm "These of the Unlight" ve üçüncü albüm "Opus Nocturne" daha melodik bir black metal yaklaşımı sergileyerek Marduk'un gelişim yönünü gösterdi. Birbirini takip eden "Heaven Shall Burn... When We Are Gathered", "Nightwing" ve "Panzer Division Marduk" albümlerinde ise daha kaotik, patlama yapan şarkılar ve diğer gruplara ilham sağlayacak kompozisyonlar grubun adını İsveç metaline kazıyacak çalışmalar oldu.

Marduk'un şarkı sözleri çeşitli temalar barındıran, derin araştırmalarla yazılan dizelerden oluşuyor. İnançlar, ölüm, Üçüncü Reich Dönemi, İkinci Dünya Savaşı konular grup üyelerinin beslendiği kaynakların başlıcaları.
Marduk, 2023 yılında yayımladığı Memento Mori albümüyle yıl sonu listelerine girmeyi başaran sayılı black metal gruplarından oldu. Müzikal açıdan standartlarını koruyan ve yazdığı sözlerle manevi yönü kuvvetli bir albüm ortaya koyan topluluk cüretkar duruşuyla büyük övgüler aldı. Her şarkının dinleyenlerde farklı anlamlar oluşturması bir yana, Memento Mori baştan sona bir bütünlüğünü de korumayı başarıyor.

Black metalin gövde gösterisi yapan gruplarından Marduk, Duality ve Vera Müzik organizasyonuyla ürkütücü dehlizlerinden çıkardığı müziğini 13 Nisan’da İzmir SoldOut Performance Hall, 14 Nisan’da İstanbul IF Beşiktaş ve 15 Nisan’da Ankara Milyon Performance Halll’da sergileyecek.

Belçikalı grup Hooverphonic, efsane albümlerinin 25. yılında 3 özel konser için ülkemizde!

Kurulduğu 1996 yılından bu yana trip hop'u, pop ve çok sesli elementlerle sentezleyen Belçikalı grup Hooverphonic, Avrupa turnesi kapsamında 3 şehirlik bir turne için ülkemize geliyor! Ülkemizde de hatırı sayılı bir hayran kitlesine sahip grup, 12 Nisan gecesi İstanbul'da Zorlu PSM'de, 13 Nisan'da Ankara Jolly Joker'de ve 14 Nisan'da İzmir Hangout PSM'de sahne alacak. Grubun bu yıl 25. yaşına basan ve unutulmaz 'Mad About You'yu da içeren efsanevi 'The Magnificent Tree' albümünün anma turnesi kapsamında gerçekleşecek konserlerde Hooverphonic'e 4 kişilik bir yaylı orkestra da eşlik edecek.

Hooverphonic alışılmışın dışına çıkmayı seven bir grup. 25 yılı aşkın bir süredir, kendi benzersiz, anında tanınabilir soundlarını mükemmelleştirdiler. Alex Callier (söz yazarı/yapımcı) ve Raymond Geerts (gitarist) ilk günden itibaren grubun bel kemiği oldular. Çok çeşitli yetenekli şarkıcılarla birlikte çalıştılar ve 2020 sonbaharından bu yana Geike Arnaert'in ikonik sesiyle yeniden bir araya gelmekten mutlular.
"2Wicky", "Eden", "Mad About You", "Anger Never Dies", "Amalfi", "Badaboum" ve "Romantic" gibi hit parçalarla ülkemizde de oldukça sevilen Hooverphonic ilk kez üç şehirde birden Türk hayranları ile buluşacak.

%100 Metal İftiharla Sunar: Accept’in efsane vokali Udo, ikonik albüm “Balls to the Wall”un 40. yılını kutlamak için 11 Nisan 2025’te IF Beşiktaş’a geliyor!

DIRKSCHNEIDER, Udo Dirkschneider'in grubu U.D.O.'nun yanında ikinci bir projeden çok daha fazlasını ifade ediyor. Turne hazırlıklarına başlayan grup, efsanevi solistlerinin müzikal geçmişine saygı duruşunda bulunacak. Udo, 70'li yıllarda söz yazarı ve kurucu üyelerinden olduğu Accept’in başarı öyküsünün ana karakterlerinden biriydi. U.D.O. / DIRKSCHNEIDER ailesinin en yeni üyesi olan bas gitarist Peter Baltes de Accept döneminde büyük katkıda bulundu ve birlikte oldukları dönemde “Balls to the Wall” albümü ortaya çıktı. Sven Dirkschneider'in saat gibi işleyen davulu ve Andrey Smirnov ile Fabian “Dee” Dammers'tan oluşan yetenekli gitar ikilisiyle tamamlanan grubun sahne duruşu için de “Balls to the Wall” uygun bir tanım olacaktır.

1983'ün sonlarında yayımlanan, Accept'in en çok satan ve en iyi bilinen albümünün 40. yıl dönümünün yakın zamanda U.D.O. / DIRKSCHNEIDER'ın en parlak dönemine denk gelmesi ise büyük şans. Bu nedenle DIRKSCHNEIDER sadece bir “Balls to the Wall” canlı performansı değil. Aynı zamanda 2025 baharında ikonik albümün gecikmiş kutlaması için Avrupa turnesini duyurmaktan mutluluk duyuyor! Udo’nun bu prestijli tarihler hakkında söyledikleri:

“Grubum Accept'in nihai başarı albümünü yeniden sahneye getirmek için gerçekten sabırsızlanıyorum. Peter Baltes ile aynı sahneyi paylaşmanın yanı sıra, “Balls to the Wall”u hepiniz için eksiksiz bir şekilde seslendirmek kariyerimin en önemli anlarından biri olacak.”

DIRKSCHNEIDER, 45 dakikalık “Balls to the Wall‘u - albüme adını veren şarkı, ’London Leatherboys‘, ’Love Child‘ ve albümün kapanış baladı ’Winterdreams' gibi kült parçalar yanında set listesine başka sürprizler de ekleyecek ve hatta yeni bir prodüksiyonla sahneye taşıyacak. Her şey, Accept'in bir anlamda dönüm noktası olan bu albümün 40. yıldönümünü kutlamak ve bu turnenin her metalci için unutulmaz olmasını sağlamak için ayarlandı.